DENİZ- Günaydın kankitolar
ÇOCUKLAR- Günaydııın
DENİZ- Dün olay çıkmış parkta?
SELİM- Ya evet ya, sorma. Akın’la kavga ettik.
AKIN- Aynen. Ben topu vermek istemedim, Selim de çekiştirince daldık birbirimize.
DENİZ- E olur öyle şeyler. Anne babalarınız ne yaptı?
AKIN- Ne yapacaklar, yine yetişkin yetişkin olaya intikal edip bize mükemmel tavırlar sergilememiz konusunda yönergeler verdiler?
SELİM- Ney verdiler?
AKIN- Yönerge.
SELİM- O ne be?
AKIN- Ne yapmamız gerektiğini söylediler yani.
SELİM- Haaa
DENİZ- Ay ben çok daralıyorum onların bu tavırlarına. “Aaa çocuklar kavga etmek yok ama” diye başlıyorlar ya.
SELİM- Hahaha sanki kendileri sakinlik abidesi.
AKIN- Ama bunu söylerken bi de bi poza giriyorlar.
DENİZ- Biliyorum onu! Böyle ellerini dizlerine dayayıp doksan derece aşağıya eğiliyorlar di mi?
AKIN- Aynen o. Bazen de çömeliyorlar.
SELİM- Hizalama diyorlar ona galiba. Bizden daha iriler ya, bizim hizamıza inip konuşuyorlarmış. Öyle yapınca biz daha eşit bir iletişim modunda oluyormuşuz filan falan.
AKIN- Hep aynı terane. “Güzel güzel paylaşın bakiyim, siz kardeşsiniz”.
SELİM- Harbiden ha. Ben anlayana kadar bunalıma girmiştim, ne kadar çok kardeşim var, neden bizimle yaşamıyorlar, diye.
AKIN- Ya işte lafın gelişi. Bizi motive ediyorlar.
DENİZ- Bi keresinde başka bir çocukla tepişmiştik parkta kaydıraktan kayma sırası yüzünden. Babam da uzaktan izliyor. Benimki serbest gezen çocuk eğitimine inanıyor. Müdahale etmiyor son dakikaya kadar o yüzden. Karşımdaki çocuk da inatçının önde gideni, uzadı da uzadı mevzu. Sonra baktım bizimki pergel gibi açmış bacakları, emin adımlarla intikal ediyor. Geldi, çocuğa “Ama o kaydırak herkesin, sırayla kayarsanız ikinize de yeter di mi?” diye sordu. Surattan gülücükler fışkırıyor. Nasıl şirin anlatamam. Beni gösterip, “Şimdi kardeş kaysın mı?” dedi. Çocuk da “Hayır” dedi. Babam da anında mod değiştirip çocuğu hafif ittirdi, beni kaydırağa sürdü, “Deniz sen kayıyorsun kızım, o da bekleyecek seni” diye.
SELİM- Vaay asabiyet yapmış.
DENİZ- Aynen. İki saniyede o şirinlikten eser kalmadı. Çocuk da ben de gerildik.
SELİM- Yetişkin, tırt.
AKIN- Beni bi de şey çok daraltıyor. Hani biz uzlaşamazsak bizimle oynamaya başlayıp paylaşım örnekleri sergiliyorlar ya.
SELİM- Hahaha, bilmem mii. Her ebeveyn eşit paslaşacak diye geometrik kombinasyonlar deniyorlar. Bi de bir ebeveyn kendinin olmayan çocuğa pas veriyor örnek teşkil etmek için.
AKIN- Bak Akın, ben ona pas veriyorum. Sen de pas ver ona.
SELİM- Pas ver Akın pas ver hahaaha
AKIN- Muhahaha
SELİM- Hihihohahaha
DENİZ- Aslında şeytan diyor bunlar kendi aralarında tepişince aynısını yap.
SELİM- Nasıl?
DENİZ- Ya işte anne baba kavga edince “Aaa ama kavga etmek yok, lütfen. Barışın bakiym? Siz kardeşsiniz?” filan diceksin.
SELİM- Ohaa süper fikir. Ama bi sandalyeye filan çıkıp yapmak lazım. Hizalayacağız ya.
DENİZ- Kesinlikle.
AKIN- Amaan, valla zor bunların ruh halleri. Bazen karşımdaki çocuğun annesi veya babası geliyor, benimkiler gelmiyor. Üzülüyorum onun için. Gerçi bazıları “Senin annen baban nerede?” diye soruşturma yürütüyorlar.
SELİM- Bulsa ne yapacak merak ediyorum.
DENİZ- Aaa öyle deme valla. Ezkaza gösterirsen “Orada” diye, annene babana gidip “Çocuğunuza sahip çıkın lütfen, yavrumu tepikliyor” şeklinde tepki gösteriyorlar.
AKIN- Benim başıma hiç gelmedi. Seninkiler ne diyor o durumda?
DENİZ- “Asıl siz çocuğunuza sahip çıkın, benim çocuğum sakin sakin oynuyor, sizinki sürekli sataşıyor” diye karşılık veriyorlar.
AKIN- Ee sonra?
DENİZ- Sonra ne? Birbirlerine dalıyorlar.
AKIN- Hehehe biraz daha yetişkin gibi davranmayı öğrenmeleri lazım hehehe.
SELİM- E çocukla sen n’apıyorsunuz büyükler tepişirken?
DENİZ- Hiiç, oynamaya devam ediyoruz…