BALIK


BABA- Merhaba oğluuum, hoşgeldiiim

ÇOCUK- Baba giiiit

BABA- Efendim oğlum?

ÇOCUK- Giiiit!!

BABA- Oğlum daha şimdi geldim böyle mi karşılıyorsun babayı?

ÇOCUK- Ben seni istemiyorum.

BABA- A-a? Niyeymiş o bakiyim?

ÇOCUK- Sen hep geç geliyorsun. Artık erken geleceksin.

BABA- Hahaha (Lan oluyor galiba hihihi beni özlüyormuş meğersem, belli ki o da beni seviyor hihihi, bir gün bunu itiraf edemese de belli edeceğini biliyordum hehehe. Ay çok heyecanlı, dur, sakin olmalıyım, çok şımarırsam, farkettiği gibi keser konuyu. Öhöms, ciddi ol, ciddi ol, pffhmsshahaha, ya gülmesene be, ay ne yapıyim çok mutlu oldum, mutluluk gülücükleri bunlar, toparlan hadi) Niye erken gelmemi istiyorsun hı? (Hadi söyle de kurtulalım bu platonik işkenceden artık, “özlüyorum seni babacım” de, “sensiz olmuyor” de) Hı?

ÇOCUK- Çünkü daha erken gelmeni istiyorum.

BABA- E ne kadar erken peki?

ÇOCUK- Daha erken. Ben okuldan çıkınca, hayır, daha önce, hem de dörtte orada olacaksın.

BABA- Nerede olacağım dörtte, anlamadım?

ÇOCUK- Okula geleceksin ya!!!

BABA- Tamam tamam, sakin. O kadar özlüyorsun yani hehehe (Lanet olsun dostum, bunu neden söyledin?! Bu onun repliği olmalıydı, bir çuval inciri şeyedeceksin. Dua et duymamış olsun) Sen söyle bakalım ne yapacaksın babacığı o kadar erken hı? Hehehe, oynayacak mıyız? Ne oynayacağız? Parka da gideriiiiz, topla oynarııız, denize taş atarııız, evde lego oynarııız, Harvey seyrederiiiiz? Hı? (Söyle ulan artık, sevgi ihtiyacından komaya girecem, serum gibi bağlan bana, ak damarlarımda, “babacım babacım güzel babacım” de, “yok senden güzeli yücesi bu evrende”. Hadiiii hadiii…)

ÇOCUK- Ya hayır ya! Balık almaya gidicez seninle. Sen hep geç geliyorsun. Alamıyoruz.

BABA- N-n-na-nasıl? (Yutkunuş) Anlamadım? N-ne?

ÇOCUK- Of baba ya, sen dörtte geleceksin, sonra balıkçıya gidicez.

BABA- B-bunun için mi… Öhhö… (Vakur davran) Bunun için mi erken gelmemi istiyorsun?

ÇOCUK- Evet. Sen hep geç geliyorsun.

BABA- Çalışıyorum oğlum. Ananla git istersen.

ÇOCUK- Anne “baban bilir” dedi. Söz verdin.

BABA- Evet evet, söz verdik.

ÇOCUK- Şimdi git.

BABA- Gidicem oğlum. Ama bil ki, arkamdan esen cansız rüzgarın kulaklardaki uğultusu hiç geçmeyecek. Kırgın kalbimin pespaye hali, merhametsiz ellerinde sıkışmış yavru bir kuşun özgürlüğ

ÇOCUK- Baba hadi git dedim!

BABA- Gitmiyorum be! Sen git.

ÇOCUK- Aaaanneee!

BABA- İiiinniiiii. 

ÇOCUK- Baba taklidimi yapıyo!

BABA- Bibi tiklidimi yipiyööö

ANNE- Ender? Taklit yapmıyorduk hatırlıyor musun?

BABA- (İndir? Tiklit yipmiyidik hatörlöyör mösön? Hö?) Tamam!

Hayaller “Aşk”

Gerçekler “Balık”

İlişki “Platonik”

Müzik “Arabesk”

BALIK” için bir yanıt

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s