Mesela oyun oynarken 20 dakikadan fazla odaklanamıyor. Sıkılıyor.İstedikleri yapılmazsa bazen, ağlamıyor ama, sinirlenip suçlamaya başlıyor.
Bazen ufacık şeyleri kocaman kocaman büyütüyor. Yazık ona yaaa 🙂
Mükemmeliyetçi bir karakter, olmasını hedeflediği şey olmazsa kalp kırabiliyor. Halbuki hakkaten ufacık şeyler bazen.
Biraz asosyaldi eskiden, başka çocukları çok sevmezdi ama artık başka çocuklarla güzelce oynayabiliyor.
Annesinden şu huyları, babasından bu huyları almış. Baktıkça hangisi kimden, netleşiyor.
Bununla beraber, isterse kendini değiştirebiliyor. 5 yılda ne huylar geldi, ne huylar gitti.
Söylediklerinin etkilerinin ne kadar büyük olabileceğini anlıyor, gözlemliyor. İyisiyle, kötüsüyle.
Çok sevgi şefkat istiyor. Anneye sarılıyorsa biri, hemen o da araya girip sevdirecek kendini 🙂
Burada özne benim.
Bunlar benim baba olduktan sonra kendimle ilgili farkettiklerim.
Dahası da var ama uzatmıyorum.
(Bu, uzatmamış halim).
Baba olduktan sonra çocuğun babaya tuttuğu ayna kadar gerçekçi bir farkındalık kaynağı yok.
Hatta, babalık kadar büyük bir sorumluluk yok bir erkek için.
Bunlar tabi benim naçizane fikirlerim 🙂
Erkek, babasını kaybettikten sonra yalnızlaşıyor.
Baba olduktan sonra olgunlaşıyor. (Kısmen de olsa 🙂
Bazen beceriksiz ve istekli.
Bazen güçlü ve sinirli.
Bazen neşeli ve yetenekli.
Bazen sakin ve güvenli.
Bugün aslında bir “gün” ama nasıl bir gün?
Çocuk doğduğu an resmi “baba” payesine kavuşmamızın, yani babalığımızın doğum günü.
Doğumgünümüz kutlu olsun.
Yihhu!
Doğum gününüz kutlu olsun o zaman. Nice babalar gününe 🙂
Tesekkur ederim 🙂