Genelde ebeveynliğin zorluklarını ti’ye alarak yazıyorum. Bu yazı biraz farklı. Bu sefer ciddi bir konu var. Hazır mısınız?
Benden önce çocuk sahibi olan arkadaşlarım ebeveynlik hakkında hemen hemen aynı şeyi söylediler bana: ‘Çok zor ama muhteşem bir duygu’.
Haklılarmış.
Hem zor hem de eşsiz…
O kadar eşsiz ki, hayatınıza katılan bu yeni değer, kendi varlığınızdan daha önemli. Öyle ya, bir insan için en önemli şey kendi olmalı aslında, varlığının yegane temeli bu olduğu için. Ama anne/baba olunca öyle olmuyor işte. O minik prensesler, prensler oturuyor hayatımızın tahtına.
Mümkünse hiç kalkmamacasına.
Onlar tahtlarına otururken biz de sırtlarına yastık niyetine hayallerimizi koyarız. En önce ‘sağlıklı olsun’ yastığı. Sonra ‘mutlu olsun’. Bi de ‘hayırlı bir evlat’ olursa, başka bir şey istemeyiz. Bildiğiniz toz pembe.
Ama toz pembe gerçek hayatta sadece masal kitaplarının arka planında.
O yüzden adı ‘masal’ ya.
Gerçek hayatta bir hayli sevimsiz ‘gri’ler de var. Başımıza böyle ‘gri’ bir olay geldiğinde anlarız renklerin değerini. Kendimi ve dolayısıyla sizi de kaybetmeden sadede geleyim.
Çocuklarımız bu hayatta mutlu ve hayırlı olsun istiyorsak onlara öğretmemiz gereken en önemli şey (bana göre) ‘Sevinçlerin paylaşıldıkça arttığı, üzüntülerin ise paylaşıldıkça azaldığıdır’. Paylaşmak, kısacası bizi hem insan hem de toplum yapan en kilit ‘değer’. Öyle bir değer ki aslında en başta bahsettiğim ‘değer’in, yani çocuğunuzun da varoluş sebebi. Hani eşinizle paylaştığınız sevginin sonucu olan çocuğunuz.
Peki ya sağlıklı olması? O ne yazık ki her zaman bizim elimizde değil.
O minik tahtında ‘Sağlık’ yastığı olmadan oturan çocuğumuz için hepimizin yapacağı şey, yastık yerine onu ellerimizle, kalbimizle, sevgimizle, tüm varlığımızla desteklemek. Yani yastık olmak. Tahtından kayıp gitmesini engellemek için dişimizle tırnağımızla ona tutunmak.
İşte aşağıda size seslenen Bihter anne böyle biri. Dişiyle tırnağıyla çocuğuna tutunmuş, ve paylaşmanın önemini çok iyi tecrübe etmiş bir ebeveyn. Oğlu Sarp’ın ‘Canavan’ hastalığıyla savaşan, kendisini sadece oğluyla sınırlamayan ve başka onlarca Canavan hastası çocuğun tahtını bir nebze olsun sağlamlaştırmaya çalışan Sarp’ın Umudu Derneği’nin kurucusu. Sizin tek yapmanız gereken, önce okumak, sonra düşünmek.
Ya siz onun yerinde olsaydınız, başkalarından ne beklerdiniz…
Paylaşmak?
Bihter Saraçoğlu’nun Mesajı:
Canavan Hastalığı ile savaşımız 5 yıl önce başladı. Bebeğimin yürüyemeyeceğini, konuşamayacağını, göremeyeceğini, yutkunamayacağını ve bir süre sonra da duyma yeteneğini de kaybedeceğini öğrendiğimiz günden bu yana tam 5 sene geçti. İlk 2 yıl boyunca sadece terapi arayıp, diğer hasta yakınlarını bulup, dertleri paylaşıp, yurtdışından bilgi arayıp durduk. Ve sonrasında onun hayatını kolaylaştırmaktan başka yapabileceğimiz hiçbir şey olmadığını kabul ettik. Bu süre zarfında Sarp 24 kez zatürree geçirerek hastanelerde, yoğun bakımlarda yattı. Herşeyimizi, evimizin mutluluğunu, hayallerimizi yitirdik, tek yitirmediğimiz şeyse UMUT oldu….
“Biliyorsunuz, Sarp’ın hayatı aslında zor ancak onun gibi yaşam süren Canavan hastalarının belki sağlık koşulları Sarp’tan çok daha iyi olsa da fiziki koşullarının zorluğu ile çok daha kötü günler geçirmekteler. Sarp artık 5 yaşında oldu ve ihtiyaçlarının bir çoğunu hem anne babası çalıştığı için hem de yurtdışı fonlarını kullanarak temel cihaz ve malzeme ihtiyaçlarını giderebiliyoruz. Sarp’ın umut yolunu açtığı ve sarpadair.org sitesinden bize ulaşan Türkiye’deki diğer Canavan hastası çocuklarımızın anne babalarının da çocuklarına soluk aldırabilmek, onlara bizimle kalabildikleri sürece konforlu bir hayat sunabilmek, terapi-tedavi masraflarında katkı sağlayabilmek amacı ile Sarp’ın Umudu Derneğini kurduk. (www.sarpinumudu.org.tr) Bu dernek sayesinde bize ulaşan 33 ağır engelli ve hayata yenik başlamış dünya tatlısı hiç büyümeyen bebeğimiz var. Ve yapılması gereken bir çok ödev, alınması gereken çok dersimiz olduğundan öğrendikçe öğretip, paylaşıp, paylaşmanın hazzını yaşatmak istiyoruz. Bu paylaşma duygusu güzel bir bulaşıcı hastalığa benziyor, bu nedenle paylaşmanın hazzını çevremdeki herkese bulaştırmak istiyorum.
Sarp’ın Umudu Derneğini kurarak Canavan hastalıklı ve ağır engelli çocukların hayatlarını güzelleştirmek için çıktık yola. Çevremde beni anlayan bir sürü ANNE var. Hepsi tek yürek bu bebekler için bir şeyler yapmayı ve kısacık ömürlerinde onların bir derdine deva olmak için deyim yerinde ise çırpınıyor. Bebeklerimizinse ihtiyaçları çok büyük. Belki onlara 5 yıldızlı tatil köylerinde 1 hafta tatil yaptıramıyoruz. Çünkü onların tatilden önce en temel ihtiyaçlarının karşılanması gerekmekte, mevzuat tarafından giderilemeyen ihtiyaçları…. Çevremizde bizi anlayan bir çok ikiz annesi, sosyal medyadan takip eden bir çok anne ve blogger da bulunmakta. Bugüne dek hastalığın toplum tarafından benimsenmesi için bir çok aktivite de yaptık ancak bu defa konu bebeklerin ihtiyaçlarının giderilmesi için artık somut adımlar atmaya geldi….
Derneğimizin zamanla yarıştığını, kuruluşumuzdan (1yıl oldu) bu güne dek 3 çocuğumuzu kaybetmiş olmaktan kaynaklı hızlı hareket etmemiz gerektiğini biliyoruz. Bu yüzden hep ACELE hareket ediyor ve bebeklerimizi bizimle kaldıkları süre boyunca en iyi şekilde yaşatma arzusu ile hareket etmek durumundayız.
Tek bir çalışan baba bu ihtiyaçları karşılamakta büyük güçlük çekmekte. Çocukların günlük rutin ihtiyaçları bir yana; zaruri olan cihazları dahi almak için banka kredisi kullanmak zorunda olan ailelerimizin yanında durmamız, onlara birlik ve beraberliğin güzelliğini hissetmeye çalışıyoruz.
Bebeklerimizin rutin ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için evde en az bir kişinin sadece o çocuğun hayatını sürdürebilmesi için çalışması dahi yetersizdir. Devletimiz maalesef minimum düzeyde katkı sağlamakta ve aşağıdaki ihtiyaçların bir çoğu ailelerimizce karşılanmaktadır. Hepsini sağlayabilmek içinse ailenin ortalama 3.500 TL’yi ağır engelli çocuğuna ayırması gerekmektedir. Bu ihtiyaçlar neler mi?
– Oksijen makinaları, ciğerlerine kaçan tükürükleri vakumlayan aspiratörler
– Ayakta durma cihazları, banyo sedyeleri
– Bu cihazlarla beraber kullanılan ve tek kullanımlık olan sondalar, sıvılar, eldivenler, maskeler,
– Ağızdan beslenememeleri sebebi ile midelerine yerleştirilen bir tüple besleniyor olmaları sebebi ile mideye bağlı olan bu hortumların ucuna takılan çeşitli ebattaki enjektörler,
– Sıradan çocuklar gibi okula gidemeyen bebeklerimizin alabileceği tek eğitim Fizyoterapi olmasına rağmen bu eğitim bile haftada 3 saat olarak sadece merkeze gidebilen çocuklara verilmektedir. Oysa vücudundaki uzuvların (güzel yumuşacık ellerinin, kollarının ve pamuk ayaklarının) eğrilerek ona ayrı bir sancı vermesini ancak fizyoterapi ile engelleyebiliriz
– Evde sağlıklı çocuklara da bakım vermekte olan ailelerimizin markete dahi gitmeleri mümkün olamamaktadır. Evde bakım ne kadar etkili ve düzenli olursa bebeklerimizin hayatlarına bir gün daha katabilmiş, nefeslerine bir nefes verebilmiş olmak, hem ailelere hem de bebeklerimizin hayatı için büyük önem taşımaktadır.
Peki onlar için ne yapabiliriz?
Derneğimizin Eylül 2014 tarihine kadar izin almış olduğu kampanya izni kapsamında çeşitli etkinlikleri izinsiz düzenleme yetkisini almayı başarmıştır. Bu yetki kapsamında bir hesap açılmış ve 1 sene süre ile yapılacak her türlü etkinlikten elde edilen bağışlar bu hesap numarasında birikecektir. Bu kapsamda;
1- Avea, Turkcell ve Vodafone hatlarımızla Ocak Ayından itibaren SMS bağışında bulunabiliriz. Her bir SMS 10 TL tutarındadır.
Her bir mesaj;
Vodafone FaturalıHatlar için 3511’e: 1 SMS bedeli.
Turkcell Faturalı Hatlar için 4335’e: 2 SMS/0,6 TL. (Şubat ayında aktif olacaktır)
Avae Faturalı ve Faturasız Hatlar için 2511’e: 2 SMS bedeli.
2- Banka Hesaplarımıza Bağış Yapabilirsiniz:
BANKA ADI : Yapı Kredi Bankası Kavaklıdere Tunalı Şb
ŞUBE KODU : 167
HESAP NO : 511 11 111
IBAN : TR18 0006 7010 0000 0051 1111 11
3- Kendi aranızda yapacağınız toplantılar, doğum günlerinde çocuklarımızdan ve yaşadıkları hayattan bahsederek onları web sitemize yönlendirebilir veya SMS ile bağış yapmalarını sağlayabilirsiniz.
4- Çocuklarınızın okulları, iş yerlerinizde brunch ve benzeri aktiviteler düzenleyebilir, derneğimiz yetkililiklerine haber vererek nasıl ilerleyeceğinizi danışabilirsiniz.
5- Çocuklarınızın okullarında, iş yerlerinizde ya da bir başka sosyal çevrede kermes düzenleme konusunda yardım ederek
6- Tanıdığınız hastane veya medikallerden çocuklarımıza medikal yardım yapmalarını sağlayabilirsiniz.
Okuduğunuz ve zaman ayrıdığınız için hepinize çok teşekkür ederim.
Bihter Saraçoğlu
Sarp’ın Annesi
Sarp’ın Umudu Derneği
www.sarpinumudu.org.tr
Blogunuzu keyifle takip ediyorum. Maalesef işyerindeki bazı yasaklar yüzünden bazen okuyup yorum yazamıyorum engelliyor. şimdi evdeyim ve ender bilgisayar açtığım bir akşam..çünkü 25 aylık bir oğlumuz var ve zaman yetmiyor bize..neyse ..
Dilerim dernek bol destek görür..dilerim anne babalar çocuklar güler.. Çok zor..ne diyeceğimi de bilemiyorum aslında..
45 gunluk bir kızım var gebelik kontrollerinde bazı riskler çıkmıştı ama çok şükür kızım sağlıklı doğdu. Buna ragmen bundan sonra hedefim engelli çocuklara mümkün olduğunca yardım etmek. Bithter hanımın yazdıkları beni çok etkiledi. Herkese duyurmak için elimden geleni yapacağım.
Şimdiden elinize sağlık, kızınız hoşgelmiş, analı babalı büyür inşallah 🙂
Anladigim kadariyla birsey yazmak gerekmiyor, numara ozel atanmis bir numara. Yine de kimin adina bagis yaptiginizi yazabilirsiniz isterseniz.
sms atarken mesaja ne yazmak gerekiyor?
Merhabalar, Ben Sarp’in annesi Bihter. Oncelikle blogbabba Serkan Bey guzel yureginiz icin bir kez daha tesekkur ediyorum.Sms gondererek destek olmak isteyen abonelerin bis bir sms atmasi yeterli olacaktir. Hepinize vaktiniz icin tesekkur ediyorum. Sevgi ile, Bihter Saracoglu
Hep eğlenerek okumuş ve paylaşmıştım şimdi ağlayarak. O sağlık yaatığı… yoksa eğer nasıl yastık olunduğunu iyi bilenlerden biriyim.. ilk doğum gününden sonra bize hediyesi epilepsi nöbetleri. . Sonrasında sırf iyi olsun bu dönemleri atlatsın diye hayali ama taş gibi dağ gibi kırılmaz yıkılmaZ örülen koruma fanusu. .. fiziksel olarak korurken bilişsel olarak koruyamamak arkasından engellilik durumu gelişim geriliği arkasından eve misafir olan otizm.. savaş savaş savaş savaş. Bu savaşın ortasında arada karaciğer kaybı, çölyak gibi ihtimallerle YETER ARTIK NEREDE BİTECEK BUNUN SONU NERDE NERDE NERDE çığlıkları… bunlara ek sosyal mücadele, ailenin ortadan ayrılması yıllarca hem cocuğunu hem aileyi korumaya çalışmanın yorgunluğu kırgınlığı. Yıllarca karnını ilaçlarla doyurmanın vicdan azabı. Hep umuy hep dua hep çaba.. bambaşka birine dönmek herkesin seni süper anne ilan etmesi baba nerde diye sorması.. baba evdeyken, başımızdayken yapayalnız bırakılma. Hepsini bırak NEFES ALIYOR MU diye her gece bin defa uykunun bölünmesi.
Herkesden daha az nefes aldım ben. O sağlık yastığı var ya.. o yastık yoksa 10 – 0 yenik başlanıyor hayata. Ben aynaya baktığımda kendimi görmüyorum. Paramparça olmuş ellerimi ruhumu yüreğimi görüyorum. Evet belki Herkesden az tadını çıkardım anneliğin ama gururunu herkesden fazla yaşadım.. niye böyle karamsar yazdım onu da bilmiyorum. Henüz 4 yaşındaki oğlum Erdem’in 3. Kere engelli raporunu çıkardım 3 gün önce.. hayatımın müjdesini aldım. Otizmi yendik biz. Savaştık başardık kazandık. Epilepsiyi dizginledik inanıyorum onu da yeneceğiz ama işte o sağlık yastığı yoksa.. zor be ağlamaktan yazamıyorum. Dünya adil değil ama en azından çocuklar için olmasın şu hastalıklar. Onlar çok masum onlar melek.. yakışmıyor
Hayat hepimizi farklı sınavlardan geçiriyor. Sınav ne kadar zorsa sınanan o kadar büyüyor ruh olarak.
Önünüzde saygıyla eğiliyorum.
Sizin gibi varlığını feda eden insanlar oldukça, umut hep var.
Ben de diyorum ki emek verdikçe seviyor insan… ne kadar emek o kadar sevgi. Oğlumun hissettiği ve çevresine yaydığı enerjiyi tahmin edin sadece.. ama belki de şanssızdan biraz şanslıydık biz. Hala çevremde yüzlerce binlerce kişi var bizim yerimizde olabilmek isteyen ama olamayacağını bilen. Sosyal bir ağdaki yöneticiliğim sayesinde Hafızamda binlerce hikaye var kitaplaştırmaya başladığım.. Elimden dilimden kalemimden geldiğince yanlarında oldum olmaya da devam edeceğim. Maddi olarak sınıra geldik biz herşeyi feda ettik ve eğer olur da bir kitap çıkarsa bunlardan ve okuyacak gönüller bulursam manevi getirisi belli de maddi getirinin neye harcanacağı da belli şimdiden.. biraz farkında olsak o bile iyi hissettirecek biliyorum
Destek için de elimden geleni yapacağımı bilmem söylemeye gerek var mı.. damdan düşeni damdan düşen anlarmış.. bihter hanım. İnanın bana anlıyorum sizi