Sevgili Muhittin Amca,
Biliyorum sana yazan babalar Muhittin Abi diyorlar ama benim yaşım henüz çok küçük o yüzden size Amca diye hitap ediyorum. Ben Kanada’lı bir çocuğum ve adım Caillou. Eminim siz de adımı okurken zorlandınız. Genelde herkes ‘kayiliyğuou’ veya ‘kayliyihhuuuu’ diyor bana, ve kimse kıl anne ve babamın koyduğu bu salak ismi telafuz edemiyor. Yuvada, parkta bir çocukla tanıştığımda ismimi söylemeye çalışırken o kadar ıkınıyorum ki suratımın aldığı ifade yüzünden korkuyor çocuklar benden. Bi keresinde ıkınmaktan altıma kaçırmıştım. Benim size yazma sebebim içinde bulunduğum büyük depresyon. Babam da annem de uyuz insanlar ve sürekli sabit bir ses tonuyla konuşuyorlar. Bu beni delirtiyor. Ota b*ka mantıklı bir açıklama buluyorlar ve ne yaparsam yapayım onları delirtemiyorum. Bir ara kafaları sürekli güzel olduğu için böyle olduklarını düşündüm. Onları narkotik şubeye ihbar ettim ama polis amcalar hiçbir şey bulamadılar. Benim ihbar ettiğimi öğrenince tek söyledikleri ‘Bir daha ki sefer kesin deliller olmadan kimseyi ihbar etmemelisin oğlum’ oldu. Bu ne ya?? İkisi de aynı giyindikleri ve saçları da çok benzediği için konuşmadıkları sürece annemi babamdan ayırt edemiyorum. Kıyafetleri bile aynı. Annem mi erkek gibi yoksa babam mı kadın gibi anlayamıyorum. Gerçi annemi boynunda ve kollarındaki marul benzeri fırfırlardan ayırt edebiliyorum bazen. Babam bir keresinde beni dedemle ormana götürdüğünde altın tokalı kırmızı makosenler giymişti. Ağaçlar bile gülmüşlerdi, çok utanmıştım. ‘Neden böylesin baba sen?’ diye sorduğumda ‘Büyüdüğünde bunu anlayacaksın oğlum’ dedi. Meğer dedem de aynı ayakkabıları giymiş. Muhittin Amca ben babam gibi olacaksam büyümek istemiyorum… Bir kızkardeşim var. O da herşeye ‘hihihi’ veya ‘oooo’ diyor. Annem ona bazen 1800’lerden kalma ıspanak katkılı kaka rengi kıyafetler giydiriyor, bazen de erkek kıyafetleri. Saçları kısa olduğu için arkadaşlarım hep ‘erkek kardeşimi’ soruyorlar bana. Sürekli peşimde ve habire salak salak sırıtıyor annesi gibi. Büyükbabam ve büyükannemden medet umuyordum ama onlarda anne ve babamın gri saçlı versiyonları. Tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de çevremdekiler var. Kadınlar erkek gibi giyiniyorlar. Geçen dişçiye gittik. Dişçi kısa saçlıydı ama memeleri vardı. Üstünde beyaz önlük, altında erkek pantalonu, yakasında battal boy kravat… Yuva öğretmenimin durumu da çok farklı değil. O da erkek gibi giyiniyor ama kafadan yukarısı bariz kadın. Muhittin Amca ben bu belirsiz ve uyuz hayata artık dayanamıyorum. Bütün büyükler herşeyi biliyorlar, maymun gibi giyiniyorlar ve sürekli mutlular. Bu nasıl bir çelişki. İntiharı düşünüyorum. Lütfen bana yol göster.
RUMUZ: Ne rumuzu, yukarıda adımızı verdik ya lan, daha ne yapayım, canımızı mı vericez??
_____________________________
Sevgili Calloiouo oğlum,
Senden mektup gelince, yaşını ve durumun ciddiyetini göz önüne alarak, yapmamın doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yaptım. Anne ve babanı aradım. Baban telefonda konuşurken uyuzluğundan telefonumun ekranı dondu. Yetkili servise götürdüm, tamir edemeyiz dediler, yenisini verdiler. Sonra annenlerle yüzyüze buluştuk. Buluşmaz olaydım. Sevgili yavrum, hemen intihar et. Bu hem senin, hem de bizim tek kurtuluşumuz.
Esen kal,
Muhittin Amcan.
NOT: Rumuz kısmına yazdıkların görünmüyor sanıyordun herhalde. Valla yaşına maşına bakmam senin bir güzel döverim… Terbiyesiz!
Ha haaa! Kayu’nun babasının makosenleri! Tespit budur. Hep dilimin ucuna kadar gelip de söyleyemediğim. Süper!