YAŞ 2, SENDROMUN DİBİ

20130420-130819.jpg

Sevgili Günlük,

Bugün üçüncü gün. Tam iki gün 4 saattir bulaşık makinasının içindeyim ve yavaş yavaş umudumu kaybetmeye başladım. Havasızlık ve içerideki nem dayanma gücümün etini cimdiriyor ve burada daha ne kadar saklanabileceğimi bilmiyorum. Ama kaçınılmaz son gelmeden önce arkamda hikayemi bırakmak istediğim için yazıyorum.

Herşey 1 ay önce oğlumuzun iki yaş sendromuna girmesiyle başladı…İlk günlerde herşeye hayır demeye başlayınca çok üstünde durmadık. Sonra kendini yere atıp ağlama krizlerine girmeye başladı. At-ta’ya gitmek istiyor ama giyinmeyi redediyor, zorla giydirip at-ta’ya gittikten sonra da eve girmek bilmiyor, zorla eve soktuktan sonra, bu seferde üstündekileri çıkarmayı redediyordu. Herşey kitaba uygun olarak gelişiyordu ve açıkçası çok endişelenmiyorduk. Derken çığlıklar ve şiddet belirtileri ortaya çıkmaya başladı. İstediğini yapmadığımızda eline ne geçerse yere fırlatıyor, sert cisimleri duvarlara ve mobilyalara vurarak zarar verirken vahşi bir canavar gibi kahkalar atıyordu. Annesinin yaptığı yemekleri beğenmiyor, yemediği yetmiyormuş gibi suratımıza fırlatıp küfür olduğunu düşündüğümüz anlamsız şeyler söylüyordu…Önce bana vurmaya başladı, sonra annesine. Gördüğümüz şiddet rutine dönüşmeye başlayınca onu doktoruna götürmek istedik. İşte ne olduysa ondan sonra oldu. Ne yapmak istediğimizi anlamış olacak ki, annesi üstünü değiştirirken bir şekilde sıyrılıp mutfağa kaçtı. Bende arkasından mutfağa girince ani bir acıyla yere devrildim. Ben gelene kadar sandalyeye çıkmış ve eline geçen ilk tabağı kafama geçirmişti. Daha ne olduğunu anlamadan, ben yerde yatarken göğsüme oturup suratımı tokatlamaya başladı. İçeriden koşarak gelen annesi ellerini tutunca havada ters takla atarak annesinin dizine bir tekme indirdi ve elleri boşa çıkınca annesinin saçlarına asılıp burnunu ısırdı. Yardım etmek için emekleyerek karıma doğru giderken dizimle bir legoya bastım ve keskin bir çığlıkla yere yıkıldım, bilincim pinpon topu gibi gitti geldi. O sırada karımın koşarak tuvalete girdiğini ve kapıyı arkasından kilitlediğini duydum. Oğlum 8 yaşında yirmi kız çocuğunun aynı anda attığı çığlığı andıran sesler çıkararak tuvaletin kapısını yumruklarken, saklanmak için son bir şansım olduğunu farkettim. Ama bir sorun vardı. Mutfaktan çıkarsam beni yakalama şansı çok yüksekti. Bende daha fazla düşünmeden kapağı yarı açık olan bulaşık makinasına girdim ve kapağı arkamdan hızlıca çektim…İşte buraya nasıl geldiğimin hikayesi…

İlk iki gün, ben girdiğimde makinada olan tabak ve çatal kaşıklarda kalan artıklarla beslendim. Hortumda son yıkamadan kalan suyu çekmek aklıma gelene kadar makinanın dibindeki su damlalarını yalayarak idare ettim. Takdir edersin ki Günlük, zemin oldukça “Telli” ve uygun bir pozisyonda oturmakta zorlanıyorum. İlk başlarda havasız kalmamak için kapağı hafifçe aralıyordum. Son aralamamda oğlanın “baba? baba?? baba!!!!” diyen sesinin bana doğru yaklaştığını duyunca o kadar sert kapattım ki kapağı saatlerce geri açamadım. O andan sonra düzenli olarak bulaşık makinasının kapağını kurcalamaya başladı. Baba çık baba çık derken bir keresinde makinayı çalıştırmayı bile başardı. Hafif derece yanıklara rağmen, gider deliğini tıkayarak beni birkaç gün daha idare edecek su biriktirmeyi başardım. Gel gör ki iki saat sonra kendimi tutamayınca içinde oturduğum su rezervi mundar oldu. Birden bolluğa düşünce çok su içmişim…

4. gün…

Hayat burada çok zor…Karımı çok merak ediyorum. Tuvalette su sorunu çekmediğini bilmek içimi rahatlatıyor. Ama ne yediğini düşünmek bile istemiyorum. İlk gecenin ortasında makinadan çıkıp tuvalete iltica etmeye çalıştım ama oğlan tuvalet kapısının önünde uyuyordu, yemedi. Gündüzleri evin içinde gezerek şarkılar söylüyor ve acıktığı zaman erzak dolabını ve buzdolabının yetişebildiği raflarını yağmalıyor. Bir şekilde televizyonu açmayı becerdi ama kanal değiştirmeyi beceremediği için digitürkün 80’ler müzik kanalını dinliyoruz iki gündür. Kumandayı mıncıklarken sesi sonuna kadar açtı ve hala kısmadı. Buradan çıkarsam bir daha hayat boyu Toto’dan Africa’yı dinlemeyeceğime yemin ederim. Günde 4 saat tuvaletin kapısını zorluyor, ve en fazla 1 saatte bulaşık makinasının kapağını. Buradan beni annesini sevdiğinin dörtte biri kadar sevdiğini hesapladım. Açıkçası böyle yüksek bir oran beni çok sevindirdi…Bugünlük bu kadar yeter Günlük. Uyumam lazım, açlıktan yorgun düştüm…

5. gün…

Sabah bir çığlık sesine uyandım. Tuvalet tarafından geliyordu. Kapağı hafif aralayıp baktığımda oğlanı tuvalet kapısına kafa atarken gördüm. Sanırsam karım tuvaletten çıkıp mutfaktan yemek çalmış ve oğlum onu tuvalete geri kaçarken elinden kaçırmıştı. O kadar mutlu oldum ki kontrolsüzce yüksek bir kahkaha attım. İşte o an dönüp beni gördü. O bakış…o bakışı unutamıyorum Günlük…Sanki gözleriyle ruhumu yamultup bir kenara fırlatmıştı…Korkuyorum…

GÜNLÜK!!!! Şu anda kapağı zorluyor!!! Daha fazla dayanam

YAŞ 2, SENDROMUN DİBİ’ için 3 yanıt

  1. Ahahahahah ne komik blogmuş bu, nasıl daha önce farketmedim. Çok güzelmiş. Anne-babalık konusuna mizahı getirdiğiniz için ellerinize sağlık! Lazımdı bence 🙂

  2. Yani şu satırları okurken aklıma bir anda gozume doğru hemde uyurken atılan Smartphone geldi,bir hafta mor gözle gezdim ve nasil olduğunu anlattığım da herkesten “hı hı “diye tuhaf cevaplar aldim.. Nedir şu iki yaş arkadaş.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s