KOKTEYL

Zaman Yaz. Hava sıcak. Ortam buram buram güneş yağı kokusu. İnsanlar mayo derecesinde cıbıl. Müzik cıs tak. Deniz kenarında güzel bir gün ve bir çocuk tüm doğallıyla oynuyor. Cayır cayır yakan güneşe doğru kamburunu çıkarmış bir şemsiyenin, anne kadar güvenli gölgesinde, sessiz, sakin, kendi halinde. Bunun tek bir anlamı olabilir. O öyle güzel, öyle özel bir anlam ki, bir çırpıda söylemek art niyetli bir yürek, oyunbozan bir nefes ister. Çünkü sesli ve bir çırpıda söylendiğinde tüm büyüsü toz olup dağılabilir. O anın geleceği hep kulaktan kulağa anlatılmış, hayal gücünden hayal gücüne aktarılmıştır. Sessiz rüyalarda ara ara görünüp, gürültülü günlük hayatta tekrar dağılmıştır. Bazıları onu efsaneleştirip beklemekten vazgeçmezken, başkaları umudunu yitirmiş, kırılıp yapıştırılmış ikinci el bir kalple hayata devam etmeyi öğrenmiştir. Ama bu sahnedeki o anne için o an gelmiştir. O anne…kendine… zaman… ayırabilecektir. Minicik, şirin, özel bir zaman. Şu an.

Anne şezlongundan doğrulup, olanca pareosu ve endamıyla, bara yaklaşıyor. Güneş gözlüklerini çıkarmadan barmene seslenip, rüyalar kadar renkli bir kokteyl ısmarlıyor. Yıllar öncesinin özgür hayatından geliyor sanki ısmarlayan sesi. Çok uzun zamandır bu anın hayalini kuruyordu. Şimdi onu yaşıyor… Barmen uyumlu bir ritimle şişeleri miksere, buzları tropik meyvelere, pipeti bardağa kavuşturup, zafer içeceğini hazırlıyor. Daha barmenin elindeyken terlemeye başlayan bardak, yumuşak bir kavisle barın üstüne konuyor. Anne titreyen elini uzatıp buz gibi camı tutuyor ve daha geniş bir kavisle pipeti ağzına götürüyor. Bir saniye sonra kokteyl pipetten usulca tırmanıp kendisi için olağan ama onu içen kişi için muazzam bir tat patlamasına dönüşecek. Ve dönüşüyor da. İlk yudum her zaman en güzelidir. O yudum adım adım ilerlerken, tatlı bir serinlik dolaşıyor annenin boğazında. O an gözlerini kapatmış olduğunu farkediyor. Sanki görürse tat alamayacakmış, her kalp atışında yitip giden zamanı gözlerinde hapsetmek istermiş gibi. Bu yudum bazen bir ömre bedel. Şimdi yavaş yavaş gözlerini açıyor ve kokteylin mevsimi tüm ışığıyla doluyor göz bebeklerine. İşte bu. Bu kadar basit ve güzel. Kendisi… ve kokteyl.
Derken bir cümle kamçılıyor kulaklarını.

“AANNEAA ALTIMA KAKA KAÇIRDIIIM!”

Ve ikinci yudum betonlaşıyor annenin kursağında.

Zaman Yaz. Hava sıcak. Ortam buram buram kaka kokusu. İnsanlar mayo derecesinde cıbıl. Müzik cıs tak. Deniz kenarında güzel bir gün ve bir anne, gözleri kumda kaka parçası arayan insanların eleştirel bakışları arasından sıyrılarak uzaklaşıyor oradan. Çocuğu kucağında. Kokteyli barda. İkinci yudum kursağında…

NOT: Bu yazı gerçek bir olaydan uyarlanmıştır. Geçen Yaz bulunduğumuz bir ortamda gözlemledik. Hem güldük, hem üzüldük. Tiyatro gibi.

KOKTEYL’ için 2 yanıt

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s