BABA- Alo, n’aber?
ANNE- Hayır dedim sana!
BABA- N’oluyo be?
ANNE- Televizyonu aç diyor da, sabah çok seyretti zaten, ona hayır diyordum. N’aber?
BABA- İyilik. Senden?
ANNE- Oğlum bi dur ya? Babanla konuşuyorum!… Ne dedin sen?
BABA- İyilik dedim. N’aptınız?
ANNE- N’apalım işte, okuldan çıktık, bi parka gittik, orada oynadı biraz, sakın yapma!
BABA- Ne? Kime diyorsun aşkım?
ANNE- Sana demiyorum, oğluna diyorum, suyu halıya dökmeye çalışıyor. HA-YIR!!!
BABA- Hııı anlıyorum. Akşam gidiyor muyuz yemeğe?
ANNE- Efendim?
BABA- Akşam, diyorum, yemeğe gidiyor muyuz, diyorum??
ANNE- Sana demedim aşkım, Ege bişey soruyordu da, ona efendim dedim.
BABA- Ne soruyor?
ANNE- Batman kıyafeti nerede onu soruyor.
BABA- Ne yapacakmış onu bu sıcakta?
ANNE- Ne biliyim işte, sabah istiyordu da, olmaz okula gidiyorsun demiştim, onu istiyor şimdi…Baksana, sen vergiyi ödedin mi?
BABA- Ödedim.
ANNE- Ben sana yapma demedim mi?!?!
BABA- Aşkım neyi yapmayayım, öde demiştin ya, ödedim diyorum!!!
ANNE- Ay iyi eline sağlık.
BABA- Bana mı diyorsun, Ege’ye mi?
ANNE- Sana diyorum.
BABA- Valla delircem ha, kimle konuştuğunu anlamıyorum ben.
ANNE- E n’apiyim rahat bırakmıyorki oğlun.
BABA- Ver bakalım onu telefona.
ANNE- Oğlum babanla konuşacak mısın, hı?… Hayır, diyor.
BABA- O zaman rahat dursun iki dakika konuşalım.
ANNE- Tamam aşkım.
BABA- Tamam ne?
ANNE- Nasıl?
BABA- Ne diyosun?
ANNE- Bi şey demedim?
BABA- E tamam dedin ya?
ANNE- Ben mi dedim?
BABA- Kapa aşkım, allah aşkına kapa, sonra konuşuruz.
ANNE- Tamam.
BABA- Bana mı dedin?
ANNE- Ege sakın atlama ordan, sakın dedim sana!!!
BABA- Çıt…
Bana mı denk geliyor yoksa çocukların anneyi telefonda konuşturmama gibi bir ütküsü mü var? Çocuk sakin sakin oynuyor. Ne zaman annenin telefonu çalıyor, direkt Cyborg moduna girip, robot donukluğuyla “Anneyi konuşturma… Czzt… Anneyi konuşturma… Czzt” diye harekete geçiyor. Abicim daha 10 saniye önce anne bi tarafında değildi, ne var o telefonda ki sen bunu hayatının amacı haline getiriyorsun??? Hani bazı köpekler vardır, çok tatlıdır, sevimlidir, ama o bisikletin tekerini görünce manyağa bağlar, havlar zıplar hoplar kudurur. Bisiklet geçince, hiç bir şey olmamış gibi devam eder. Aynen öyle. Bunun hakkında kesin bilimsel tespit ve açıklamalar vardır diye Google’ın altını üstüne getirdim ama iki karikatürden başka bir şey bulamadım. Açıklaması olan varsa, merakla dinliyorum. Çünkü bu durumun asıl mağduru anne iken, telefonun diğer tarafındaki insanın da aramadan hemen önceki ve sonraki ruh halinde ciddi farklar olabiliyor. Ayrıca merak ettiğim başka bir şey de, bunun neden babanın başına gelmediği. Az çok tahmin edebiliyorum, lakin kesin konuşmak istemiyorum (Çocuğun anne ile bağı ve birbirlerine rollenmeleri babanınkinden daha farklı neticesinde). Ya da bunu yaşayan babalar da var, ama ben görmüyorum. Bilemiyorum.
Tek bildiğim, bu arkadaş büyüdüğünde manitasıyla telefonda konuşurken onun için planladığım çoook eğlenceli şakacıklar olacak. İntikam soğuk yenen bir yemektir. Nıhehe Nıhehehaha NSIHAHAHA…
İntikam planlarınızı yıkmak istemem sevgili babbacım ama malesef ilerde değil manitasıyla bakkalın çırağıyla bile senin yanında konuşmayacak malum kişi. Telefonu çalar çalmaz mümkün olan en uzak mesafeye zıplıyacak. Tecrübe ile sabittir.
:))) inine girerim :)))
:)) muhtemel ihtimalle normalde izin alamayacağı şeyi anne telefondayken ve konuşması için rahat bırakılması gerektiğini düşünüp izin verir diye düşünüyor. En azından benimki öyle yapıyor:)) ve ben telefondaki kişiye dur bir dakika oğlumla ilgilenip seni hemen geri arayacağım dediğim an o istediği her neyse ,onunla birlikte anında toz oluyor:))) bir kere yemezsen bir daha bulaşmıyor:))))