Oyuncak Hikayesi serisini bildiniz mi?
O filmlerin ilkindeki hikayeyi hatırlıyonuz mu?
Bilmeyen hatırlamayan varsa, kısa özet geçiyorum:
Bi tane Endi var (Andy). Genç bir arkadaş. Bi de bunun bi sürü oyuncakları var. Oyuncakların içine cin girmiş, hepsi konuşuyor, düşünüyor hopluyor zıplıyor insan gibi. Ama gizli gizli. Neyse, bu Endi’nin oyuncakları arasında bir tanesi var ki, adı Vudi (Woody). Kendisi bir Red Kit olamamış ama kendine göre kariyeri olan bir kovboy. Bütün oyuncakların içinde Endi’nin en çok sevdiği o. Çok akıllı, lider vasıflarına sahip bir kovboy kendisi. O da Endi’yi çok seviyor (duyguları karşılıklı). Derken bir gün Endi’nin doğumgününde anası olacak kadın oğluna yepyeni bir oyuncak hediye ediyor: Baz (Buzz) Işık Yılı. Böyle kanatlı manatlı yanar döner bir uzay askeri mi ne. Düğmesine basıyon ŞAK kanatlar açılıyor, ışın silahı yapmışlar koluna, artizin önde gideni. Bu arkadaş geldiğinde Vudi’nin karizma sıfırlanıyor tabi. Bırakın Endi’yi, diğer oyuncaklar bile suratına bakmıyor artık Vudi’nin. Ayıp be ayıp! Daha dün vudi vudi vudi diye peşinden koşuyorlardı ama? Abi işte nankörlük bi tek insanoğluna mahsus değil ki… Derken Vudi Baz’ı kıskanıp huysuzluk yapmaya başlıyor. Endi takar mı? Eskiden Vudi’li olan yatak örtüsü, duvar posteri filan yerini Baz’lı olanlara bırakıyor. Vesternimsi oyun senaryolarının yerini uzaylı gezegenli hikayeler alıyor. Toparlarsak, eski çamlar (Vudi), bardak (zotti) oluyor. Endi artık Baz’ı seviyor. Vudi de mal mal bakıyor.
Bu hikaye bana aslında biz babaların yaşadıklarını hatırlatıyor.
Rolleri çekirdek aile (Anne-Baba-Bebek) içinde tekrar dağıtırsak,
Endi kim olur?
Vudi kimdir?
Baz tipsizi kim?
Rolleri atadınız mı? Akabinde yukarıdaki hikayeyi bir de o gözle okuyun.
Bence illuminati falan gibi bir şey yani.
Şaşı bak şaşır ya da.