Bu yılın babalar gününde bi kahvaltıya gittiydik. Böyle asma altında şirin bir kahvaltı yeri. Etrafta babalarını yemeğe çıkarmış olan aileler uçuşuyor. Açık büfe. Yan masamıza iki çift geldi. Birinin bebek vardı, ben diyim 6 aylık, sen de 8 aylık, o desin 3 aylık. O kıl. Sırayla büfeye gidip tabak tabak yemekle donattılar masalarını. Afiyet olsun. Derken oturup hep beraber yemeye başladılar. Bir ara bi baktım, anne bir dilim ekmeği çocuğuna “yediriyordu” demek isterdim ama diyemem. Bildiğin dilim ekmeği katlayıp topak yapmış, bebeğinin ağzına “tepiyordu”. Hani yatak takımı, yastıkların olduğu dolap vardır ya. Çok doludur ama dışarıda hala konulması gereken bir yastık vardır. Elinle kolunla bir giriş açıp yastığın ucunu sokar, kalanını ittire ittire, tepe tepe, mıncıra mıncıra sokuşturursunuz. Dolapla yastık arasında oksijen kalmaz, bit girse 3 saniyede ölür pıt diye. Aha öyle depiyordu ekmeği çocuğun ağzına. Bir ara ekmeğin bir ucu burnundan çıktı geri girdi bebeğin. Ya da bana öyle geldi. Ekmek daha tam yutulmamıştı ki, babası eline bir armut aldı. Armutu komple sokacaklar çocuğun ağzına sandım ama onun yerine bir dilim ittirdiler. Sonra ekmeğe geri döndüler. Bir dilim daha…bir dilim daha… domates… salatalık… poğaça… salatalık… elma… peçetelik… babasının ayağı… Şaka şaka, son ikisini ben uydurdum. Bir ara anne çocuğun ağzından çıktı, bir ekmek alıp geri girdi. Çocuk kahvaltıdan kalktığında bildiğin büyümüştü. Bütün bunlar olurken, bizim oğlan bir buçuk zeytin, yarım dilim ekmek, üç yudum çay, yarım çikolatalı kurabiye yedi. Biz imrene imrene, az önce büfeyi yiyen çocuğu düşünüp hayıflandık, bizimki niye az yiyor diye. Bizim gibi olan yüztrilyonlarca ebeveyn var. Yemediği için çocuğuna bağıran babalar, bu yüzden ağlayan anneler…
Bugün bir sohbet sırasında farkettim.
Çocuk nasıl öğreniyor. Baka baka. Taklit ederek. Biz evde dışarıda habire ne muhabbeti yapıyoruz?
Ay şekerim ben tatlı yemiciim, biloorsun kilo yapoor…
Ya ben hamur işi yemiyorum, et yemiyorum, ot yemiyorum, b.k yemiyorum…
Sen ısmarla bir şey aşkım, ben senden azıcık alırım, yememem lazım…
Abi ben akşamları yemiyorum artık, acaip iyi geldi, baksana göbeğin yarısının birazı gitti…
Öööö ööööö aaaaay patlicam, sığır gibi yedik, bi daha böyle yemeyelim, az yiyelim bu ne yaaaöööö
Evet ama çocukla bir değiliz ki. Onun yiyip büyümesi lazım.
Doğru.
Fakat o bunu bilmiyor olabilir.
“Ee sonuç olarak yine biz mi suçlu olduk?” diye sorarsanız…
Ebeveynlikten öğrendiğim bir şey varsa, o da, suç hep bizde 😉
evet çok doğru bir sonuca ulaşmışsınız. bende aynı konudan müzdarip bir anneyim ve dün akşam denedim, ay nasıl acıkmışım ay çok acıkmışım dedim sürekli ve kızım o dediğiniz ekmek dilimlerinden kaç tane yedi sayamadım, bende çok acıkmışım anne diye diye 🙂 birazda öğünler arasında gerekirse hiç birşey vermiyoruz sayılır. bir meyve bir kurabiye bazen . kolay gelsin
doğru