ISKA

Hani filmlerde bir sahne vardır. Bildiniz mi?

Bilemediniz.
Niye ki?

Tren istasyonu. Kalabalık langır lungur yürüyor sağa sola. Bir kadın, parmak uçlarına çıkmış endişeli ve meraklı bakınıyor, belli ki birini arıyor. Bekliyor.
Derken hırbonun teki tee ileriden kadının adını çığrınıyor: “Hüüşş Elizabeeeth!!!” Kadın döneliyor ve herifle gözgöze geliyor. O an nefesler kesiliyor. Ve gözleri kenetlenmiş biçimde birbirlerine doğru koşup sarılıyorlar. Biz de hüngür gümbür ağlıyoruz.

Sahne, bu.

Bilmediğiniz ama belki de sezdiğiniz üzere ben oğlanın 2 yaş sendromunun babalık kısmını çok iyi yönetemedim. Küstüm, sesimi yükselttim (bazıları buna kabaca bağırmak da diyor), bazen de ayıp şeyler söyledim 😦 Derken, allahtan oğlan biraz olgunlaştı da (!) tekrar anlaşmaya başladık… Bu anlaşma süreci içinde çeşitli fiziksel sırnaşmalara başladık ki bunlardan biri, filimdeki o hırtapozla Elizabeth’in sahnesini andırıyor: Ben Sarp’tan biraz uzakta, bildiğiniz alaturka çömeliyorum, kollarımı martı gibi yanlara açıyorum. Sonra da “Koş sarıl bakiym babayaa” diyorum ve oğlan kafa hafif önde bana doğru koşup kollarıma atılıyor, ve sarılıyoruz.

Geçen annesiyle parka götürdük velet efendiyi. Zıpla hopla heey hoo filan derken, velet biraz açıldı ileri doğru. Ben de hemen çömelip pozisyonumu aldım. O an kafasını kaldırdı ve gözlerimiz birbirini buldu. Saniyenin seksen milyarda birinden daha kısa bir zamanda mesajı almıştı (Aferin oğluma). Ben daha ona seslenmeden o, start sesini bekleyen, sırtı terden köpük köpük, ıslak burnundan ateş soluyan bir yarış atı gibi öne atıldı (Dıgıdık). Onun yaklaşan her adımında biraz daha gerilen yüzümdeki sırıtma, kendinden emin bakan gözlerime doğru yayılıyordu. Tepişmek bir yana, filimvari bir sevgiyle coşan baba ve evladı (Vay anasını)… Etraftan bakanların kocaman yutkunarak özenecekleri, belki de refleksif bir tebessümle saygılarını sunacakları o sahne… Aramızda minik metreler kaldığında, sevdiğine kavuşacak kollarım saray kapısı gibi ağır ağır kapanmaya başladı. Saniyeler içinde sıkı sıkı sarılacağım oğlumun sıcak yanağını yanağımda hissetmeye başlamışken,

O hayvan yanımdan geçip, benim farketmediğim ama arkamda duran annesinin bacağına sarıldı.

Hırbo.

ISKA’ için 10 yanıt

  1. Satırlardaki duyguya kapılmış, sonuna doğru nemlenmekte olan gözlerimden tam da yaş akmaktayken “Puhahahaa” diye kahkahayı basarak okumayı bitirdiğim bir yazı:) çok yaşa sen emi babba:)

  2. bizim daha korkunç anlarımız oldu; babişi oğlumu yuvadan alıp getirdi ki adamcağız bil fiil servisini çekiyo veledin, adam 4 katı asansör olmadığından kucağında da çıkarıyor sonrasında oğlumu yere içeri bırakınca ayakkabısını çözmeye eğiliyor ve daannnnn! hadi baba sen işe git! diyen oğlum suratına çarpıyor kapıyı babasının! ne biçim içerlemişti kociş dün gibi hala gözümün önünde vallaha :)))

    1. Size bir kız lazım ;p bizim evde de tam tersi durumlar mevcut..3 yaşında cadı bir kız çocuğu,bütün gün saçını süpürge eden anacığına “anne sen işe git babam bana baksın “demekte😡

  3. Vooleeyyy!!!

    Guzeldi. Tasvirler filan. Ooo okumaya doyamadim.

    Bizim kiz da oglan da babaci. Benim standart pozisyon bu. Böhü..
    Fırk.. neyse..

  4. benim oğluşta beni daha çok sevmesinin nedenini çok bilimsel olarak açıkladı geçen gün, ama beni sen doğurdun:) ha haaaaa… koptuk kocişle bişey diyemedik:)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s