EGZORSİZM GERÇEĞİ

Resim

Bundan birkaç hafta önce, yine hasta olan oğlumun burnuna yaptığımız rutin derin sondajlardan birinin sonunda, oğlum bize kızdığı için zorla kusunca aklımda bir ışık yandı (ping!). Işık gittikçe parlaklaşıp, malak gibi yayıldı zihnime. O an anlamıştım…Yıllarca bize anlatılan bir masalın arkasında yatan gerçeği… 
 
Egzorsizm …
 
Ben küçükkene çok moda olan bir film konusuydu egzorsizm. Şeytan girer, kurban kusar/ısırır, rahip gelir şeytanı çıkarır. Filmler ekseriyetle holivudda çekildiği için kahraman ya da kurtarıcı genelde rahiptir ama bildiğim kadarıyla egzorsizm çok daha eski ve çeşitli dinlere kadar gidiyor. Hepsinde hikaye aynı. Şeytan veya kaka bir varlık, masum bir bedene girip onu ele geçiriyor. Bu masum beden etrafına dehşet saçıyor. Sonra iyiliğin simgesi, vazgeçmeden savaşarak dini semboller eşliğinde masum bedenin sahibini o pis terbiyesiz varlıktan kurtarıyor. Biz de yıllarca “Lan acaba hakkaten var mı böyle bişey?”,  “Benim yengemlerin komşusunun kızının başına gelmiş, yemin ederim, valla var lan, kız canlı canlı kediyi yemiş olm” gibi geyikler yaptık. Keşfettiğim şey, egzorsizmin bir yalan olduğu değil, bilakis ay gibi gerçek olduğu. Ama filmlerde anlatılan şekliyle değil.
 
Size hikayeyi daha tanıdık bir açıdan anlatayım.
 
Çocuk masum masum takılırken, bedenine mikrop denen habis bir varlık giriyor (= aha şeytan).
Bu mikrop çocuğun bedenini ele geçirmeye çalışıyor.
Çocuk karşı koyduğunda ise bedende iyiyle kötünün savaşı başlıyor.
Cehennemî bir ateşle beraber yükselen huysuzluk beliriyor.
Bu huysuzluk bir süre sonra şiddete dönüyor, ve çocuk anasına dalıp, babasını cırmalıyor.
Anne ve baba hemen ulu doktoru (=rahip) arıyorlar.
Doktor, masum bedene mikrop girdiğini doğruluyor ve onlara bu habis varlığın hassas olduğu sıvının tarifini veriyor (=antibiyotik. dikkat edin, adı bile anlamlı, anti-şeytan, şeytan çıkarıcı).
Anne ve baba hemen bu iksiri hazırlıyorlar ve bir kaşık içinde çocuğa sunuyorlar.
Ama o ana kadar vücutta ki varlığını güçlendirmiş olan mikrop çocuğun davranışlarını kontrol etmeye başlıyor, ve çocuk tadını tahmin ettiği için eliyle kaşığa koyduğu gibi iksir yerlere saçılıyor.
Anne ve baba çaresiz, bir kaşık daha hazırlıyorlar.
Bu sefer istemeselerde zor kullanıyorlar, ve çocuk canavarlaşarak karşı koyuyor.
Anne ellerini ve kafasını tutarken (=kurbanı yatağa bağlamak), baba iksiri vermeye çalışıyor.
Aman allahım? Bu kadar hasta bir beden nasıl olurda 10 eşşşek gücünde tepebiliyor?!
Minik kurban ağzından salyalar saçarak, vahşi bir hayvan gibi çığlıklar atıyor.
Ama baba bir şekilde o kaşığı çocuğun ağzına tıkıp yutmasını sağlıyor.
O an kesif bir sessizlik oluyor odada.
Çocuk durulup, sabit bir noktaya bakarak oturuyor yatakta.
Anne ve baba donmuş sahneyi seyrediyorlar nefes nefese.
Geçti mi herşey acaba?? (=çıktı mı şeytan?)
Derken çok derinlerden bir ses, yavaş yavaş sürünerek yüzeye doğru tırmanıyor.
BBBBOOĞ…
BBBBOOOOĞĞFF…
BBBOOÖÖÖÖAAARRRHHHĞĞĞĞ!!!!!
Ve çocuk yere yatay bir açıyla, deniz fenerinin ışığı misali, gittikçe genişleyen bir hüzmeyle kusmaya başlıyor.
Anne kendini cesur bir refleks ve naif bir edayla öne atıp, kusmuğa planjon yapıyor, ama iki eli bu seli durdurmaya yetmiyor. 
Baba o sırada içeri gidip çaput benzeri bezler topluyor ve öğürerek sinkafla söylenirken (=rahibin bağırarak latince bişeyler söylemesi gibi) temizliğe başlıyor.
Çocuk ise bitkin bir sakinlik durumuna geçiyor.
Anne son kozunu kullanarak, masum bedeni zapteden varlığı zayıf noktasından vuruyor.
Çikolata!
Çivi çiviyi söker, demiş atalarımız.
Mikrop bunu duyunca bir an boş bulunuyor; iyi, kötüyü kendi silahıyla kandırarak iksiri içiriyor.
Ve iksirin girdiği beden yavaş yavaş o pis varlıktan kurtuluyor…
 
Binlerce yıllık egzorsizm, bildiğimiz “hasta çocuk” sendromundan başka birşey değilmiş meğerse. 

 

‘EGZORSİZM GERÇEĞİ’ için 11 yanıt

  3. röh be babba.. senaryoya bak..
    çocuk açken şuruplayınız, hiç olmuyorsa kediye verir gibi enjektör deneyiniz.. ağzının kenarından azı dişi civarından yani boğazına sıkıyorsun şurubu, hiç bir yere değmeden yutuveriyor.
    panikle değil profesyonelce yaklaşınız, çocuk sakin olsun.
    buz yalatınız tad tomurcukları uyuşursa tadını almadan yutar. şurubu da muhtemelen dolapta tutuyorsunuzdur, serin şurup daha iyi yutulur.
    kokusu vikvik ettiriyorsa burun deliklerine vicks sürülebilir. (CSI:NY taktiği)

    senelerin cadısı, şeytana pabucunu ters giydiren İpek AG.

    Cevapla

    2. OH-HA diyor ve saygiyla egiliyorum.
      Bu taktiklerden sadece siringayi biliyordum, hemen pilot denemeler yapicam 🙂 buz yalatma dahice >:)

      Cevapla

      1. Evladim sor ki ogrenesin.. hadi bakiiim..
        Cook eglenceli zamanlar var onunuzde. Arada durup keyfini son damlasina kadar cikarin.

Yorum bırakın