KOYUNLARIN SESSİZLİĞİ

20130626-204217.jpg

Mucizelere inanır mısınız? Ben işime gelince inanırım, işime gelmeyince inanmam. Daha doğrusu öyley-dim. Artık inanıyorum, çünkü bir tanesi çok yakın zamanda başıma geldi.

Hani kurban bayramının hikayesi vardır ya, hepimiz en az ilkokulda okumuşuzdur. Özetle hatırlatıyorum, İbrahim eşi Sara’dan bir çocuğu olması için adak adar. Tanrı’da İbrahim’den oğlu İshak’ı kurban etmesini ister karşılığında ve İbrahim’in Sara’dan bir oğlu olur (Bence kızı olsa daha orijinal olurdu ama neyse). İbrahim sözünü tutar ve İshak’ı sunağın üzerine yatırıp tam kurban edecekken Tanrı onun sevgisi ve bağlılığının karşılığında oğlunun yerine kurban olarak sunabilmesi için bir koç gönderir (Nasıl gönderdiği şaibeli, Yurtiçi kargo olmadığı kesin, çünkü öyle olsa koç önce başka birkaç şehire gider, sonra kaybolur, arkasından tekrar ortaya çıkar, ve İbrahim’le konuşan yetkili “Beyefendi burda teslim almışsınız diye görünüyor” deyip sonra çarkederdi “Aa, bi dakka, koç burdaymış, gelip alabilirsiniz” şeklinde… Kılım Yurtiçi kargoya).

Benim mucizeme dönelim…

Çocuğu olanlar iyi bilir, Migros gibi süper/hiper/mega/oha marketlerde anne babalar rahat rahat paralarını gömsünler diye konmuş, çocukların binebileceği araba şeklinde alışveriş arabaları vardır. Saçma oldu tanımlama, ama siz anladınız. Çocuk bu arabayı gördüğünde mecbur bindirirsiniz. İyi ne güzel işte demeyin. Bindirirsiniz, ama indiremezsiniz. Benim oğlum her çocuk gibi bazen (!) biraz (!) inattır. Annesine çekmiş herhalde (öh-höö)… En son Ankara’da bir Migros’ta bindirdiğimizde ve akabinde resmini çektikten sonra indirdiğimizde 3 gün arabanın resimlerine bakıp ağlamıştı. Bu sefer Çeşme’de Macro Center’a girerken, ve girişten normal bir alışveriş arabası alırken, bu şeytan icadı arabaların da olduğunu farkettim ve eşime çaktırmamasını söylerken, o “Binsin aşkım n’olucak” diyerek hepimizi ateşe attı. Biz de patron ne derse o olur, nitekim bizim çocuk ben daha kapısını açamadan penceresinden bodoslama daldı arabanın içine. Güzel güzel alışverişimizi yaptık, ve dışarı çıkınca minik cüceye artık inmesi gerektiğini söyledik… Ne olduysa o an oldu. Önce direksiyona sarılıp “Hayır Hayır” diye ağlamaya başladı. Uzun süren ikna çabalarından sonra başarısız olunca, zor kullanmaya mecbur kaldım, ve kapıyı açıp kendisini arabadan çekerek çıkarmaya çalıştım… Çalıştım, ama çıkaramadım. Ayaklarından yakalayıp çıkarmaya çalışırken o iki elle direksiyona yapıştı ve ben onu sucuk gibi çekiştirirken etrafımıza meraklı bir güruh toplandı. Hamlem başarısız olunca oğlumun cinnet-î çığlıklarının arasında seyredenler beni polis sanmış olacak ki “Sıık bakalıım Sıık bakalıım, Biber Gazı Sıık bakalıım” tezahuratı başladı. Ben “Hayır hayır, ben polis değilim, bunun Gezi olaylarıyla alakası yok” diye bağırdım. En azından (!) bu olayın ilgisi yok, dedim (mesaj alındı mı?). Derken oğlum boş bulundu ve kendisini yerlerde sürükleyerek olay yerinden uzaklaştırdık. Park yerinde arabamıza binerken hayvanlar gibi direndi ve manyak bir ağlama krizine girdi. Arabayı eşim kullandığı için manyakta bana kaldı doğal olarak… Kucağımda sudan çıkmış balık gibi debeleniyor, eşek gibi tepiniyordu. Yolda cinnet seansı devam ederken, eve yaklaştığımız bir noktada o inanılmaz mucize gerçekleşti: Koyun.

Yolun kenarında otlayan koyunlar vardı.

“Oğlum bak koyun?” diyince sanki aniden bir kasırgadan içinden geçip kasırganın gözüne girmişiz gibi bir sessizlik oldu. Yanağında damla damla gözyaşlarıyla susup meraklıca baktıktan sonra, “Meeee” dedi. “Evet oğlum, meee, bak koyun mama yiyor”. Koyunlar terbiyesiz olduklarından dolayı onu sallamasalarda, tek taraflı “Meee” diyalogu bir süre devam etti. Oğlum susmuştu ve gülümsüyordu… İşte o an mucizelere de, İbrahim’in hikayesine de yürekten inandım. Oğlum beni kurban etmek üzereyken beliren koyunlar başka ne olabilirdi ki? Tabi aynı zamanda bu kadar çıldırmışken birden susabilen bir beynin mekanizması nasıl çalışır o da ayrı bir soru ama cevabını bilen beri gelsin.

Aha bahsettiğim araba da bu.

20130626-204721.jpg

KOYUNLARIN SESSİZLİĞİ’ için 3 yanıt

  1. yazılarınızda ki mizah çok hoş fakat yazdığınız kurban hikayesinde HZ.ibrahim den başka doğru yok malesef bu tarz şeyleri yazarken yardım alacağınız siteler var. 1. HAZRETİ İbrahim oğlu hz. ismail i kurban istemiştir İshak değil yani. 2.si karısı hz. hacer den olmuştur Sare den değil 3. çocuğu olmadan bu tarz bi pazarlık Allah C.C. ile yapmamıştır çok istediği senelerce beklediği çocuğu için Allah C.C: nun yaptığı bir imtihandır. İlkokuldan sonra tekrar etmediniz sanırım:) baba olarak kolaylıklar dilerim:)

    1. Duzeltme icin tesekkurler. Hakli olabilirsiniz. Olmayadabilirsiniz, tarihi ne siz ne de ben yazdim, bende wbsitelerinden arastirdim, ama amacim asil hikayeyi anlatmakti. Bir daha tarihten alinti yaparkn daha iyi arastiririm. Tesekkurler 🙂

      1. Rica ederim:) haklı olduğumu düşünüyorum çünkü Kur an ı kerimde yazıyor bu hikaye oradan aktardım siz de bakarsınız.. Hoşçakalın:)

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s