YİNE AÇ (!) KALDI BU ÇOCUK

20130120-100029.jpg

BABA- (Çıkırt) Aşkım ben geldim!
ANNE- Mutfaktayız. Çocuğun bezini aldın mı?
BABA- Ha, e ben de iyiyim, hosgeldim, günüm güzel geçti…
ANNE- Zevzek zevzek konuşma hayatım, çocuğun bezi kalmazsa gece senin avcuna mı yapacak çişini kakasını
BABA- Valla bi ağzıma yapmadığı kalmıştı beyefendinin, elim çok sorun değil.
ANNE- Öf tamam Haldun, uzatma. Bugün sinirleri üstündeydi çocuğun zaten, başım çatlicak. Yine hiçbirşey yemedi.
BABA- Aaa? Yine mi tencereyi bitirmediii? Tüh. Baksana bir deri bir kemik kalmış çocuk. UNICEF aradı, sizin çocuğu bir görmek istiyoruz, ihbar var dediler.
ANNE- Sen dalga geç daha, sadece iki kaşık pilav yedi, biraz da sebze yedi. Çorbasına dokunmadı bile.
BABA- E önünde ki ekmekler ne?
ANNE- Hiçbişey yemiyince bende balla tereyağı verdim, bazen yiyor. Biraz yedi zaten sonra ekmekle oynamaya başladı.
BABA- Yoğurtta mı yemedi?
ANNE- Yok yoğurdunu bitirdi canıım.
BABA- E Pınar daha ne yesin, yine sığır gibi yemiş.
ANNE- Ne sığırı aşkım ya çocuk sabahta çok yemedi yumurtasını, kaç gündür aç. Hasta mı oluyor acaba? Ben bakamıyor muyum bu çocuğa? ühü
BABA- Aşkım saçmalama, hiç olur mu öyle şey? Hergün robot gibi aynı miktarı yiyecek değil ya, bugün de böyle olmuş. Aç kalsa, tavuk boğazlıyorlarmış gibi bağırır “mamaaa MAMAAA” diye, merak etme. Herif ne zaman görsem birşeyler tıkınıyor. Vergi memuru gibi her yediğimizden otlanıyor, sonra ana öğünü az yiyor tabi, aç değil ki
ANNE- Evet, neyse artık. Sen aç mısın?
BABA- Açım valla.
ANNE- Bak pilav tencere de, sebze de buzdolabında, ama yeni koydum çok soğumamıştır sen yine de ikisinide ısıt istersen… Oğlum sana da biraz pilav veriyim mi ha? Bak baba da yiyor? Dur Haldun ben koyarım yemeği sen üstünü değiştir o sırada

(1:50 mikrodalga dakikası sonra)

BABA- Eline sağlık pilav harika olmuş
ANNE- Tuzu biraz az gibi geldi bana ama, sebze nasıl?
BABA- Yok bana iyi geldi pilavın tuzu, sebze de güzel
ÇOCUK- Babba kunca (kucak)?
BABA- Gel oğlum
ÇOCUK- Babba mama?
BABA- Evet oğlum baba mama yiyor. Senin yemediğin mama.
ANNE- Bi kaşık pilav vermeyi denesene Haldun?
BABA- Pilav ister misin oğlum hı? Al bakiym
ÇOCUK- Ham hum hom.
ANNE- ?? A a yedi valla? Ay biraz daha versene pilav?
BABA- Ya oğlum sen nasıl bir adamsın, önündeyken yememişsin, şimdi hapır hupur götürüyorsun
ANNE- Haldun hiç bozma, vermeye devam et, ay valla yiyor, süpersin aşkım yaa

(çocuk babanın tabağının yarısını yer)

BABA- E ben doymam ki bu kalanla? Biraz daha koysana bana Pınar
ANNE- E pilavın hepsini koymuştum kalmadı, birazcık sebze kaldı. Peynir ekmek yer misin?
BABA- Doydum ben aşkım, sağol (Tonlama: Küçük Emrah)

(aradan saatler geçer…ev gece konumuna geçmiştir, yani ışıklar kapalı ve herkes yatağındadır…mı acaba?)

ÇOCUK- Anneeee…Annee…
ANNE- Hı? Ne? … Horzzzz
ÇOCUK- AN-NEEEEEEEE!!!
ANNE- Geldim oğlum geldim!

(karanlıkta koşarak çocuğunun odasına varır)

ÇOCUK- Anne şu (su)
ANNE- Tamam annecim su getiriyim hemen, mutfaktaydı, fakat bu koku? Gel bakiym sen, snıf snıf? Oooo sen kaka yapmışsın annecim?
ÇOCUK- Kaka şu?
ANNE- Tamam yavrum önce suyunu getiriyim

(mutfağa doğru gidiş, ve kapıda bir karartıyla karşılaşma)

ANNE- Nıhaaa!
BABA- Ahiyaaa!
ANNE- Haldun, ödümü kopardın, sen ne yapıyorsun burda bu saatte??!
BABA- Baskın basanındır Pınar, ben “aç bırakıldığım” için uyuyamadım “açlıktan”. Çok “acıkınca” bişeyler atıştıriyim dedim. “Açım!”
ANNE- Nutella mı yiyodun yine?
BABA- Yine dediğin, ben en son geçen pazar mı ne yedim. Sen ne arıyorsun burda, uyandı mı yine manyak?
ANNE- Uyandı uyandı, ama kakada yapmış ben altını değiştiricem.
BABA- Tamam bende şu son lokmayı yiyip yatağa gelirim

(anne geri içeri gider, baba nutellaya daldırdığı son kaşığı hayvanca emmeye devam eder. o sırada anne içeriden seslenir…)

ANNE- Halduun, bezi bitmiş bunun, yeni aldığın paketi ne yaptın aşkım, getirsene…
BABA- Hangi paket?
ANNE- Haldun lütfen unutmadım de!
BABA- (“Unutmadım de” diyor, ama ben unuttum. “Unuttum de” demedi, yani şu an için birşey söylemem gerekmiyor. Çok korkuyorum, biliyorum bu gerçek değil, bir kabus bu, ve ben birazdan uyanıcam, herşey çok güzel olucak… Dar bi tünelde koşuyorum, duvarlara çarpıyorum, heryerim çizik içinde. Nedeen? Neden ben?! diye bağırıyorum ama kimse duymuyor…Kulaklarım uğulduyor, sanki bir hortumun içine kapılmış dönerek yükseliyorum, vücuduma iğneler batıyor, ellerim soğuk soğuk terliyor. Üşüyorum…Anne? Sen misin yoksa? Elimi tut anne, beni parka götür…)
ANNE- HALDUUN??!!!

“Konuşarak anlatılmaz herşey, bazen susmak yeter aslında. Unutma, konuşmak ihtiyaç olabilir ama susmak cevaptır anlayana” -Dostoyevski

YİNE AÇ (!) KALDI BU ÇOCUK’ için 5 yanıt

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s