Gece saat 12:20. Gözlerimin ısrarına dayanamayıp ben de halihazırda yatmış olan karımın ve oğlumun odasına doğru yollanıyorum. Annesinin biricik oğlu uyanmasın diye kapıdan Pembe Panter’in gölgesi gibi süzülüp, en ince ayrıntılarına kadar hesaplanmış bir kareografiyle pijamamı giyiyorum. Tam yatağa giriyorum ki, sevgili karım beni “Yavaş, yavaaaş” diye karşılıyor. Bu sevimli karşılama içimi ısıtıyor. O sırada oğlan kıpırdanıyor ve ben yatağın üstünde emekler pozisyonda donmuş, nefesimi tutuyorum. Neyse ki uyanmıyor ve ben gevşeyerek uzanıyorum. Rüyam daha başım yastığa gömülürken başlıyor:
Lisedeyiz, yine meydanda sıralar halinde dizilmiş bir törenin başlamasını bekliyoruz. Ben geç kalmışım, o yüzden paniklerken birden üstümde hiçbirşey olmadığını farkediyorum…Çıplağım…LAN??!! Ne? Nasıl?!
Herkes bana mı bakıyor?
Bakmıyor?
Ohh, görmüyorlar >:)
Çıplağım lan >:))
Bi dakka şu tipler bakıyor işte? 😦
Parmakla gösterdi bir tanesi! Serkan koş!!
Aralarından geçmek zorundayııım!!! (DONK) Elimle kapasam mı acaba (DONK) N’oluyo lan? Kim vuruyo (DONK) kafama (DONK)…derken uyanıyorum ve sevgili oğlumu yastığıma uzanmış bana kafa atarken yakalıyorum.
“Lan git” diyemeden biricik oğlunun annesi “Serkan kay biraz da yer aç çocuğa” diyor.
Biraz daha kayıyorum….Oğlum açılan yere yerleşiyor…(DONK) Biraz daha kayıyorum…O da geliyor…ve en sonunda tamamen geri çekilip tüm yastığı üstünde uzunlamasına yatan oğluma bırakıyorum 😦
Bu film tanıdık mı? (Daha çok yastıkla ilgili kısmından bahsediyorum. Rüyada çıplaklıkla ilgili değil. Hayır, rüyada çıplak olmanın anlamını bilmiyorum)
Siz de huzurla uyurken böyle acımasız bir canavar tarafından vahşice bir saldırıya uğruyor musunuz?
Ben 16-45 yaş grubunda ki her erkek gibi çok belgesel seyrettim, ne kanguruda, ne balinada, ne de karincayiyende boyle bir muhabbet gördüm. Yavru babanın yerine göz dikecek, baba da usul usul kaçacak. Doğada kırarlar adamın kalbini. Lakin evde öyle olmuyor işte. Bu olay her gün gecenin bir yarısı tekrarlandığında insan peki ne yapabilirim diye düşünüyor:
KARŞI KOY?
O biraz sıkar işte. Bu seçeneğin riski sen (eşşşek kadar adam) minicik bebeyle tepişirken bebenin uyanmasıdır. Gece uykusundan uyandırılan bir çocuğun kendisi on, uyandırdığın için annesi yirmi kaplan gücündedir. Birinden kaçsan öbürü yer seni. Çiğ çiğ.
SENDE KARININ YASTIĞINI AL?
Riski kesinlikle daha az bir opsiyon. Önce karına kıçım kıçım yaklaşıp, sonra hafifçe yastığıyla temasa geçebilirsin. Kesin olan birşey, azar işiteceğindir. Çok da fifi dersen, en azından başının bir kısmını koyabileceğin bir yastık köşen olur. Hava sıcaksa bir yastıkta iki kafa kocamaktan çok pişebilir, aman dikkat.
BEN DE O ZAMAN GİDER SALONDA YATARIM, BU NE LAN?!
Yok yee. Bunu yapmanın duble riski var: Bir, karın gitmene izin vermez. Oh be, sen rahat rahat takıl salonda, annesi burda zırt pırt uyanan şeye tek başına baksın, yemezler güzelim. İki, anca gidersin. Karın ve çocuğun senin yastık dışında feragat ettiğin tüm arazine sahip çıkarlar. Bana ne, ben salondayım, deme. Çünkü bi daha geri de alamazsın, iyice yayılmaya alışırlar göz kapayıp açıncaya kadar. Ondan sonra hep salonda yatarsın. Ha burdan ne çıkıyor? Salonda rahat uyursan, kaç. Mutlu bir uyku ve baldan tatlı rüyalar seni bir cennet bahçesine dönüşecek olan salonda bekliyorlar. Salonda koltuklar çok modern ve şık (yani son derece rahatsız) diyorsan, o zaman bu opsiyonu zorlama, yatak odasına hiç geri dönemeyebilirsin.
…
Sabah kafam tekmelenerek uyanıyorum “tatlı” uykumdan. Yastıksız yattığım için, birkaç saniye sadece göz kapaklarımı oynatabiliyorum. Derken tekmelerden kaçmak için hafif doğrulup “Boynum çok ağrıyor” diyorum. Karımın karşılığı ise “Serkan salondan Sarp’ın suyunu getirsene” oluyor.
🙂
Bu delicesine empatik ortamda mutluluk perileri etrafımda dansederken çökmekte olan deve gibi sesler çıkararak yataktan kalkıp salonda unuttuğumuz suyunu getirmeye gidiyorum oğlumun. Ben odadan çıkarken o da yastığıma uzanmış sırıtarak bakıyor ve “babba? babba gittiii” diyor…
Not: Bu yazı çocukları geceleri uyandığında onları geçici veya kalıcı olarak yataklarına alan anne babaları kapsar. Hiç almıyoruz, veya hiç ihtiyacımız olmadı, uyanmıyor ki diyenler, siz ne yüce ne güzel uykular sürmektesiniz.
2,5 yaşında bir kızımız var. Eşimle beraber güle eğlene okuduk:))) Özellikle canlandırma resimler harika, tam anlatıyor durumu:)))
Gulmekten gozlerimden yaslar geldi, ellerinize saglik. Izninizle paylastim yazinizi. Gercekten baba olmak zor is:))
ilk yazıda 12den vurmuşun :)))
Tebrikler,daha güzel anlatılamazdı.Yazılarınızın devamını bekliyoruz.
Çok güldüm çok 🙂 Oğlumuzu ara sıra yatağa alsak da şu resimdeki pozisyonların neredeyse hepsini tek bir gecede bile gözlemlemek mümkün oluyor.
Cok guzel cook, bir an yoksa benim esimmi bunu yazan, blog mu acmis diye dusunmedim degil:))
harika bir yazı:) cok guldum cok.. hemen eşime de gönderiyorum. o da az çekmedi bu konuda :)))
Ahahaha BA-YIL-DIM ! Bizim ev bu 🙂 ama tek bir fark var bizim baba cok memnun 🙂
olay tek çocuklu bir ailede bu kadar dramatize edilmiş ya bizim gibi yakın yaşlarda 3 çocuk büyüten ve de çalışan anneler ne yapsaydık acaba. bugün güldüğümüz durumlar o zaman çok canımızı acıttıysa da güzel gecelerdi sevgi dolu
Süper bir yazı, eşimin hislerine tercüman olmuşsunuz . Bizim oğlan neredeyse 3,5 yaşına gelecek, hâlâ ayıramadık yatağını , yalnız olmadığımızı bilmek güzel 🙂
Yorumlarınız için çoook teşekkürler 🙂 empati kurabildiysem ne mutlu bana 🙂 -Sarp’ın babbası
Gözümden yaşlar geldi. Nefis tespitler. Ben de aynı şekilde 20 kaplan gücünde çemkirme performansına sahibim 🙂 bizde de baba tekme tokat uyuyor işte…..
çook gzel yazılmış bizim evin de son 5 yılının durumunu anlatan bir yazı…
Beni anlatıyorsun dostum
teşekkürler biricik oğlum ve karıcım
Off, çok güldüm ama yaaa. Benim de yedi aylık bir kızım var, onunla da yaşıyoruz bunları. Benim eşim odadan kaçıyor bu durumda.
Harika bir yazı.. Biz 2 yaşındaki oğlumun yatağının tek tarafındaki parmaklıkları çıkarıp bizim yatağımıza birleştirerek bir çözüm bulduk. Iyice dalınca onu kendi yatağına iteliyoruz, kaldırıp taşımadığımız için uyanmıyor. En azindan sabah 6-7 de tekrar yanımıza gelene kadar biraz rahat uyuyoruz ve üstünü devamlı açtığında da ara ara örtebiliyoruz. Bu arada iki yatakta toplam 3 büyük 4 bebek yastığı ile yatıyoruz. 🙂
Güzel bir çözüm olmuş 🙂 Sizin tecrübenizi okurken “kaldırıp taşırken uyanması” durumunu hatırladım yeniden 🙂 çok ince hesap yapardık taşımadan önce, gerilim filmindeymişiz gibi. Yazının üstünden 4 yıl geçmiş, hala haftanın 3 günü bizim yatakta arkadaş 🙂 Bir bilen bize “tadını çıkarın, bir süre sonra isteseniz de gelmeyecek” dedi. Biz de saldık :))