MÜNAZAA*

Screen Shot 2015-12-09 at 22.02.54

Konuya bodoslama giriyorum. Uzmanlar çocuğun önünde kavga etmeyin diyorlar. Bi dizi vardı eskiden. Sitcom tadında. Anne baba kavga edecekleri zaman ‘Mutfak’ diyorlardı, mutfakta birbirlerini boğazlayıp, salonda çiçek moduna dönüyorlardı. O mevzu işte. Lakin çocuk salak diil ya, anlıyor bir şekilde. Olsun biz ebeveynler olarak yine de kendimizi kasabildiğimiz kadar kasıp, kamuflaj yetilerimizi esnetebildiğimiz kadar esnetiyoruz.

ÇOCUK- Aaaenneeaa… Ağzımı sil.

BABA- Oğlum annen içeride. Duymuyor seni.

ÇOCUK- Baba sen sil.

BABA- Git kendin sil.

ÇOCUK- AAAENNEEEE AĞZIMI SİİİİL

BABA- Anne i-çee-rii-deeee sii-leee-meeez yavrucum

ÇOCUK- ANNEEEEEEEEEEE ühühühühü

BABA- Haydaaa

ANNE- N’oldu yine burada?

BABA- ‘Yine’?

ANNE- Gel aşkım silelim ağzını.

ÇOCUK- Baba silmedi.

BABA- Silmedim çünkü eşşşek kadar oldun, artık kendin silebilirsin.

ANNE- Hayatım öyle kelimeler kullanmasak çocuğun yanında?

BABA- Niye eşşşek bir hayvan değil mi? Nesi varmış? Arkadaşım Eşek şarkısını sen öğretmedin mi çocuğa?

ANNE- Eşekte sorun yok, sorun senin söyleyiş şeklin. Fazladan kullandığın iki ‘ş’ maksadı değiştiriyor.

BABA- İki tanecik ‘ş’ ekledim diye mi bu normalin üstü olarak tanımlanabilecek tepki?

(Bundan sonrası çocuğun yanında kullandıkları dile dikkat eden iki ebeveynin iletişimini örnekliyor. Altta yatan anlamları bulmayı size bırakıyorum)

ANNE- Tepkimde her şeyin mantıklı sınırlar içinde olduğunu düşünüyorum. Kanımca sen bu aralar bir anlaşmazlık üzerinde yoğunlaşma isteği ile bezenmişsin.

BABA- Ah hah hah hayt. Latife ediyor olmalısın bir tanem. Hayvan ısırması ile insana bulaşan bir hastalıktan muzdarip olan bence sensin. Bu payeyi, sen varken asla kabul edemem.

ANNE- Ooo bu söylediğin mertebendeki noksanlıkla ilgili bilgi veriyor bana. Hemen iyi olmayan sözler sarfetmek yakıştı sana. Ormanda yaşayan, balık ve bal seven hayvan.

BABA- Yo yo yoo rica ederim, armutun iyisinden sen anlarsın aşkım heh heh heh. İstersen af talebinde bulun ve bu konu daha uzamadan kapansın. Malum, ailemizin diğer üyelerinin önünde daha barışçıl ilişkiler kurmamız tavsiye ediliyor biliyorsun.

ANNE- Ayol bu ne tevazu, bu nasıl bir kendini bilirlik. Af dilemek konusunda zekanı geride gösteren düşünceler içinde olman ne garip. Sana ‘Geviş getirenlerden, boynuzlu büyükbaş evcil hayvanların genel adı’yla hitap etmek isterim.

BABA- Nazik olmayan sözlerle hitap konusunda açık ara daha yetili olduğunu ispat etmiş oluyorsun böylece. Beraber dünyaya getirdiğimiz şahısın saygıdan muaf davranışlarının kökeninde senin sağladığın motivasyon kaynaklarının olduğunu düşünüyorum.

ANNE- Bahsettiğin şahısın davranışları yaşıyla uyumlu ama sanırsam senin üstünde saçlarının olduğu vücut organı bu gerçeği içselleştirmekte zorlanıyor.

BABA- Bu konuda sana katılamayacağımı itiraf etmeliyim tatlım. Lakin az önce de belirttiğim gibi, kendisi maaşallah uzun kulaklı bir yük hayvanı olgunluğunda ve bazı şeylerin oldukça farkında. Ve son olarak, onun bu hal ve tavırları, nasıl desem…tabiri yerindeyse, senin oldukça hoşuna gidiyor.

ANNE- Duyduklarımın gerçeklikten bu denli uzak oluşu şaşırtıcı heyhat. Şu anda o kinaye ile gülümseyen ağzını bir kulağından diğerine uzatmak en büyük arzum.

BABA- Bunun zor olacağını düşünüyorum. Yapamayacağımız şeylerden bahsetmek neye yarar. Görünen o ki ailemizin üçüncü azasındaki barış karşıtı eylemlerin kaynağında da malum kişi varmış.

ANNE- Bu konuyu daha fazla açık tutmak yerine, ailemizin diğer üyesini de alıp evimizin farklı bir odasında ikamet etmek üzere buradan ayrılmayı planlıyorum.

BABA- Yol uzun, ancak gidersiniz. Zaten bu birlikteliğinizin hep dışında kalan bir faktör olarak ben, yalnızlık denilen kavramı içselleştirmek için inzivaya çekilmeyi öngörüyorum. Hatta belki de size daha çok alan yaratmak için Muratlara intikal edebilirim. Orada bir insan olarak kabul göreceğimi varsayıyorum.

ANNE- Yüce varlığın sana bahşetmiş olduğu çeneyi tasvir edecek kelime bulamıyorum. Maaşallah diyebilirim sadece. Bu arada fırsatlar gördüğünde bunu değerlendirmeyi bildiğini de teslim etmeliyim. Mazeret güzel ama bunu yemekle ilgili bir sorunum olduğu gözden kaçmamalı. Sana tavsiyem Muratlara giderken dönüş bileti almaman doğrultusunda.

BABA- Ah meraklanma hayatım, benim de planlarım arasında bu yok zaten.

ANNE- Ancak gidersin.

BABA- İyi geceler şekerden tatlı insan.

ÇOCUK- Anne, baba nereye gidiyo?

ANNE- Arkadaşlarıyla bi iş yapacaklarmış aşkım, Murat abilere gidiyor.

Yemin ederim yazarken eğilip bükülmekten belim ağrıdı.

*Bu arada Münazaa = Kavga demekmiş. Bknz TDK.

MÜNAZAA*” için bir yanıt

  1. Guzel. Zamanla tanıdıklardan hatta kendinizden bahsedebilmek icin kod adlar kullanmaya baslayacak bilinen dillerde cambaz olacaksiniz.
    Cocuga caktirmadan iki satir konusmak zorrr.
    Munakasa ise daha zor. “Iyi ornek olalim, aman mutsuzuz sanip dertlenmesin” diye sonunun mutlu bitmesi icin atilan taklalar, yalanan tukurulmusler…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s